28 Aralık 2007 Cuma

ASİ&AŞILMAZ

Asi & Aşılmaz Sorarak'mı başlasam yoksa adını merak sözlerinin altına gizliyerek Sorguluyarakmı hayatın bu boktan ve çekilmez yönlerini öğrenmeye çalişsam... Hani, Birini seversin, Tamam dersin karşıma çıkan budur! Bakmazsın yaşına, yerine, yurduna, kültürüne, seviyesine cahilliğine, zekasına, bahtına,kaderine.. Senin için: o çok güzeldir içtendir sevecendir.... İster 40 yaşın'da olsun ister Taze bir GüL.. Sevmişssindir bir kere ve Gözün görmuyordur,körsündür, hiç olmadiğin kadar gözü karasındır o an ve Çekersin kılıcını kının'dan hemen ardından etrafı kana boğarsın sivri sözlerinle. İncitmek nedir bilmez'ken artık hoyratsındır, Asi & Aşılmaz sarplar gibi dik mağrur'dur başın. Yere hiç eğilmez.... Çünkü Seviyorsundur. Herkez sana Mantık'la bakarken: Geçmiş'te kendilerinin yaşadıklarını veya geçmişteki yaşayan, yaşanan olaylardan, insanlardan ders almadan ve o anki: O kişilerin duygularını hissetmeden,empati neyim, nedir bilip, bilmeden ve yaşamadan o insanı, belkide beni yaşamadan, eleştirirler? Peki Niye? Aynı şeyi sende yaşadın işde! ve mutlu olamadın kavuşamadığın için! .. Bir ömür boyu'da içinde ukte kalmadımı sevdiğine kavuşamaman... Bırak'da biz mutlu olalım dersin; Burun bükerler. Hani: çok bilmişlik vardır ya özümüz'de ve sürekli nasihatler yükselir arşa dilimizde tüy bitmemişken. Biz insanlar? neden böyleyiz? Yaşadığımız Gündelik olaylardan her hangibi birini bir başkası yaşa'sa hata yapsa: hemen kötü görürüz! Horlar & Kötüleriz! Deriz'ki; '' Aha o varya hani o adını söylemiyeyim işde o... şöyle şöyle yapmış.... Sevmiş birini, ama ben hiç yakıştıramadım onları bir birine. Ya insan öle birini nasıl severki? ben olsam sevmem,sevemem '' İyide siz: sen ben değilsiniz'ki beni yaşayasınız? Kalemim Sitem kusucak bu gece Size,Sizlere! ... Anlamsızlıklara, İnsanlara Kadere, Arşa, hatta Kainata Sitem Kusacak! .. Birini seviyorum! İçim'de minik,minik filizlenmeler oldu, sizler'se o filizlerin dibine işiyorsunuz.. İşemeyin kardeşim! Bu hayat benim! Kime ne yargılamak? hem sana 'ne ötekisine ne seviyorsam seviyorum işde! Kimseyi ilgilendirmezki; sana ne oluyor? Hayır size ne oluyor Eyyy Ahali size ne oluyor... Bükmem Boynumu! Eğmem Başımı! Bükülmezdir Bileğim! Hadi! sıkıyor'sa gel bük: Dilimin Kemiğini! ... Nefret doluyum insanlara! .. Sevmıyorum sizi! .. Soğuttunuz kendiniz'den beni.... Sizin içinizden Birini Sevdim, hatta ne içinizdeni? Sizin içinde yaşayan ama sizler gibi olmayan birini seviyorum! Ölümüne sevmişim! Mutluluğu bir an'da yaşasam; Naaşımı serecek kadar karartmışken; gözlerimin nefrini,ferini,serini, hangi cesaretle çıkıcaksınız karşıma... Hadi Buyurun; Seviyorum; Gelin: Siz Engel olun! Ben sizin yıktıklarınızı yapayım usta ellerimle! Yıkan siz, Yapan ben olayım. Harc Bende, Mala bende, Tuğla bende sizlerdeyse: sadece göz var... O gözler'le ancak bakılır.. Kör değiller'se siz güzellikleri göremeyecek kadar körsünüz! Değil'ki benim yaptıklarımı kör'ken yıkmak, Yaptıklarımı görmekten acizsiniz... '' Ey Sevgili; Sev, Öyle Sevki Yaradanına Sığınarak, Ölene, Kaderine Küsene Kadar Sev! Öyle Sevki; Mecnun Ol, Bir Divaneyi Hatırlasınlar Sana Baktıkların'da & Acımtırak Bir Gülümseme Bırak Yüzlerde... Ey Sevgili; Hep Sev Bıkıp Usanmadan Sev Arşın Yedinci Katına Varsın bu sevdan. Ve Bil'ki Ey Sevgili; Acıyı Tatmadan Mutluluk Gelmez Asla... '' Ömer Faruk Demircan

Hiç yorum yok: