12 Ocak 2008 Cumartesi

UTANIYORUM....

Utanıyorum... Gel ya Ebubekir vefayı anlat bize… Dostuna kılıç kaldırdı diye öz oğlunun karşısına çıkışını anlat. Oğlun Abdurahman Müslüman olduktan sonra sana "babacığım bedirde kaç sefer karşıma çıktın seni hep başkalarına bıraktım deyince sen, oğul vallahi o gün sen karşıma çıksaydın seni başkalarına bırakmazdım" deyişini anlat. Yol arkadaşı olacaktın sadık dostunla hicret yolculuğunda ve arkanda yedi sekiz yaşlarında Esman ve Aysen vardı. Onlara ne olacak dememiştin ve çıkmıştın yola. Tıpkı Hz İsmail’i arkada bırakıp ayrılan Halil peygamber, dede İbrahim gibi. Anlat yüreği arkada bırakıp dostu yarıda bırakmamanın vefasını.Ebu Ubeyde’ye söyler misin ya ebubekir o da anlatsın.. Vefayı o da söylesin bu katı kalplerimize. Neyden vazgeçtiklerini ve neye bir ömür boyu yar olduklarını anlatsın… Bediri anlatsın bize… Hani karşısına babasının çıktığı savaşı anlatsın. Ümmetin emini Ebu Ubeyde’ye söyle ey sadık dost… o savaşı, o baba-oğul kavgasını anlatsın. Canan için candan vazgeçişini anlatsın söyle. Babasından köşe bucak kaçışını anlatsın yani. Baba katili olmamak için kaçışını anlatsın ve sonra öyle an geldi ki kaçacak bir yer kalmayınca nebiye kalkıp inen kılıçlardan bir kılıç olan babasını kumlara serişini anlat. Evlattan vazgeçişi senden duysun bu ümmet ve gerektiğinde yüce dosta vefa yolunda babadan vazgeçişini de Ebu Ubeyde anlatsın bize.Ey sıddık, söyle damadı-ı nebi, şah-ı merdan, haydar-ı kerrar Aliye, söyle o da anlatsın Bedirin bedelini. Dosta vefayı ve candan geçişini o da anlatsın… bedir sonrası esirler getirilirken Resulullahın huzuruna. Ya resulullah eğer esirler öldürüleceklerse bana da kardeşimi ver onun kellesini ben uçurayım ya resulullah deyişini anlatsın... Bilmem vefa fotoğraflarında karelere takılır mıyız acaba. Büyük dostların safında yer alanların yer değiştirişi karşısında vefa resmi çizebilir miyiz onlara karşı. Sihirbazların firavunu terk edişlerinde vefasızlık olmaz, ama havariler isayı yalnız bırakırlarsa şayet işte o zaman yürekler yanar yedi kat semada. Semanın yağmurlarında göklerin gözyaşları olur o an. Gök ehli, ehline sadıktır ey yar, sen sadık ol gök ehline sevdalı olan yer sakinlerine…Gidişleri seni üzsün dostlarınVe üzül dost umutların seni terk edişine…Asra damga vuran katran ağacı ve asrı gözyaşlarıyla sulayan şadırvan camii… hep anlattı asrın alilerini ebubekir ve Ebu Ubeydelerini…Onlar anlattı ben utandım… Utandım onlar anlattı. Kabuk bağlamamış yaralarımız var bizim. Gidişleri korkuyla izleyecek bakışlarımız olsun bizim. Dumanı hala çıkan yürek yangınlarımız var bizim. Kuruyuşunu korkuyla izleyeceğimiz gözyaşı çeşmelerimiz olsun…Ağlamak kar etmez kül olmuş mala. Ve kesmek tedavi etmez kangren olmuş yarayı. Vefayı ne küle ne kangrene çevirmek yakışmaz bize… Yanımıza gel ve sen anlat ey sadık dost. Resulullahın Ashab yaralarını sarışını anlat… nazenin…. __________________

Hiç yorum yok: